Herkese merhaba.
Tüm dünyanın izleyici kaldığı, yardımların bile ulaşamadığı bu zulüm, Dr. Fahrettin Koca’nın da dediği gibi, insanlık onurunun bitmesini yaklaştırıyor. Mentor Health olarak, bu hafta sizlere Savaşta Sağlık Hakları ile geldik.
Savaş, insanlığın en eski ve yıkıcı olgularından biridir. Fiziksel yıkıma yol açmasının yanı sıra, savaşın sağlık üzerinde de derin ve kalıcı etkileri vardır. Yaralanmalar, ölümler, salgın hastalıklar ve altyapının tahribi sadece savaşın oluşturduğu sağlık sorunlarından birkaçıdır.
Filistin’de 32 hastane hizmet dışı.
Ancak savaşın gölgesinde, sağlık hakkı korunmaya devam edilmelidir. (21.Yüzyılda Edilemiyor) Uluslararası insan hakları hukuku ve uluslararası insani hukuk, çatışma durumlarında dahi sağlık hizmetlerine erişim hakkını garanti altına alır. Bu haklar şunları içerir:
Yaralı ve hastalara tıbbi bakım alma hakkı: Bu hak, ayrımcılık yapılmaksızın tüm yaralı ve hastalara tıbbi bakım ve tedaviye erişim hakkını garanti eder.
Sağlık tesislerine ve personele saygı gösterilme hakkı: Bu hak, sağlık tesislerinin ve personelin saldırılardan ve diğer zararlardan korunmasını sağlar.
Sağlık hizmetlerine ve malzemelere erişim hakkı: Bu hak, sivil nüfusun temel sağlık hizmetlerine ve malzemelere erişimini sağlar.
Filistin’de 53 sağlık merkezi hizmet dışı.
Savaş sırasında sağlık haklarını korumak zor bir görevdir. Çatışan taraflar, sağlık tesislerine ve personeline saygı gösterme ve sivil nüfusa tıbbi yardım sağlama yükümlülüğüne sahiptir. Uluslararası toplum da bu hakların korunmasına yardımcı olmak için rol oynamalıdır.
Filistin’de 108 günde 11 Bin ÇOCUK öldürüldü.
Bununla birlikte, savaşın kaotik ortamı sağlık haklarının ihlalini kolaylaştırır. Sağlık tesisleri hedef alınabilir, sağlık personeli tacize uğrayabilir ve sivil nüfus tıbbi yardımdan mahrum bırakılabilir. Bu tür ihlallere karşı uluslararası toplumun güçlü bir şekilde tepki vermesi ve sorumluların hesap vermesini sağlaması önemlidir.
Savaşın gölgesinde bile sağlık hakkı korunmaya devam etmelidir. Bu hak, insan onurunun ve hayatta kalmanın temel bir bileşenidir. Uluslararası toplum, sağlık haklarının korunması için çalışmaya ve savaşın yıkıcı etkilerini hafifletmeye devam etmelidir.
Filistin’de 25.925 sivil hayatını kaybetti.
Filistin Halkı'nın Sağlık Hakları?
Filistin halkı, İsrail işgali ve devam eden çatışma nedeniyle sağlık haklarının ihlal edildiği özel bir durumdadır. İsrail, Filistin bölgelerine sık sık hava saldırıları düzenlemekte ve bu saldırılar sivil altyapıya ve sağlık tesislerine de zarar vermektedir. Ayrıca, İsrail, Filistinlilerin hareket özgürlüğünü kısıtlamakta ve bu da hastaların tıbbi yardıma erişimini zorlaştırmaktadır.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, İsrail'in Filistin halkına yönelik uygulamalarını "apartheid" ve "ırk ayrımcılığı" olarak nitelendirmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Filistin'deki sağlık sisteminin "çöküşün eşiğinde" olduğunu ve acil yardıma ihtiyaç duyduğunu belirtmiştir.
Uluslararası toplum, Filistin halkının sağlık haklarının korunması için acil adımlar atmalıdır. Bu, İsrail'e insan hakları ihlallerinden sorumlu tutulmasını, Filistin'e tıbbi yardım ve kaynak sağlanmasını ve Filistinlilerin sağlık hizmetlerine erişiminin önündeki engellerin kaldırılmasını içerir.
Sağlık hakkı, tüm insanlar için temel bir insan hakkıdır. Savaş ve işgal sırasında bile bu hak korunmalıdır. Uluslararası toplum, Filistin halkının da dahil olmak üzere tüm insanların sağlık haklarının korunması için gerekeni yaptırmalıdır.
🇵🇸 Filistin'in kanlı sokaklarında yeniden filizlenen umutla, çocukların kahkahalarıyla yankılanan, masumiyetin ve sevginin hakim olduğu bir dünyada, zulmün gölgesinin kaybolduğu bir gelecek dileğiyle...
Sağlıcakla kalın.