Bir bahar sabahı tomurcuklanan bir çiçek, daha güneşin ilk ışıklarına bile ulaşamadan, paranın gölgesinde eziliyor.
Bu çiçek, dünyaya hayat vermesi gereken eller tarafından kopartılıyor, çünkü onlar için bir çiçeğin değeri, doğanın bir mucizesi değil, sadece bir metadan ibaret. Para, insanlığın kalbindeki en derin yarayı daha da derinleştiriyor, umutları ve masumiyeti yerle bir ediyor.
Herkese merhaba.
Dünyada ve ülkemizde şiddet, canilik yerine daha fazla şefkat ve merhamet hakim olsaydı.
Yenidoğan Çetesi Değil, Vicdansızlar Çetesi
2024'ün Ekim ayında ortaya çıkan korkunç yenidoğan bebek cinayetleri, İstanbul merkezli bir sağlık çetesi tarafından gerçekleştirildi. Çete, bebekleri gereksiz yere yoğun bakıma yatırarak ve uygun tedaviyi sağlamayarak 12 bebeğin ölümüne neden oldu.
Bu olay, bir annenin şikayeti üzerine başlatılan soruşturma ile ortaya çıkarıldı. Şikayet, annenin bebeğine 14 gün boyunca ulaşamaması ve bu süreçte bebeğin yaşamını yitirmesi sonucu yapıldı. Soruşturmayı yürüten savcı, çetenin bazı üyeleri tarafından tehdit edilmesine rağmen geri adım atmadı ve 25 hastane çalışanı tutuklandı.
Bu çetenin bebekleri yoğun bakıma yatırarak, SGK’ya yüksek faturalar keserek haksız kazanç sağladığı tespit edildi. Günlük 8 bin TL'lik faturalarla, toplamda 1 milyar TL'lik bir vurgun gerçekleştirildi. Soruşturma sonucunda, çete üyelerinin doktorlar ve hemşireler gibi sağlık çalışanlarından oluştuğu ve bazı hastanelerle iş birliği yaptığı anlaşıldı.
Sağlık Bakanlığı, olayla ilgili yaptığı açıklamada, bebeklerin hayatını hiçe sayan bu kişilerin adalet önünde hesap vereceğini belirtti. Bakanlık, tüm sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması için çalıştıklarını ve süreci yakından takip ettiklerini vurguladı.
Ne Yapılmalıydı?
Yenidoğan servisinde çalışanından tutun, 122 Acil Servise oradan da hastane yönetimine. Ne muazzam bir çete!
Sağlık Bakanlığı
Görev ve Sorumluluklar: Sağlık Bakanlığı, sağlık hizmetlerinin genel politikalarını belirler ve denetler. Yenidoğan ünitelerinin kalite standartlarına uygun çalışıp çalışmadığı bakanlık tarafından denetlenir.
Ne Yapılmalıydı?: Sağlık Bakanlığı, hastanelerin yenidoğan bakımıyla ilgili tüm yönetmelik ve standartlara uymasını sağlamalıydı. Denetimler sıklaştırılarak, ihmallerin önüne geçilebilirdi.
Her ne kadar güvenlik önlemleri alınsa da, işin özü her zaman insanların karakterinde bitiyor. Kurallar ve denetimler ne kadar sıkı olursa olsun, insanoğlu bulduğu açıkları kullanma eğilimindedir. Bu yüzden, işin ahlaki yönünü güçlendiren en önemli unsur, kişilerin karakteridir.
Ancak, karakterin iş yaşamında ne kadar önemli olduğunu vurgulayan ve işe girişlerde mental / karakteristik testleri zorunlu kılmayan hukuk, bu sürecin en büyük eksikliklerinden biri olarak öne çıkıyor.
İşe alım süreçlerinde sadece teknik becerilerin değerlendirilmesi, çalışanın iş etiği, sorumluluk duygusu ve kriz anlarındaki karar alma yeteneği gibi kritik unsurları göz ardı ediyor. Hukuki düzenlemeler, bu testlerin zorunlu hale getirilmesiyle, işverenlerin kiminle çalıştığını ve ekibi hangi risklere maruz bıraktığını daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir. İnsan kaynakları departmanlarının, çalışanların karakteristik özelliklerini tam olarak değerlendirememesi, potansiyel tehlikeli durumların önünü açmaktadır.
Özetle, işe alım süreçlerinde karakter testlerinin zorunlu hale getirilmemesi, hukukun bu alandaki eksikliklerinden biri olarak görülmelidir. Yasal düzenlemeler, doğru kişilerin doğru pozisyonlarda çalışmasını sağlama konusunda daha proaktif olmalıdır. Bu, ekiplerin güvenliğini sağlama ve etik dışı davranışların önlenmesi açısından kritik bir rol oynayacaktır.
Sağlıcakla ve şefkatle kalın.